Oruç Fidyesi Kimlere Verilir?Kimlere Verilmez?

Oruç fidyesi kimlere verilir?fidye kimlere verilir?Oruç fidyesi kimlere verilmez?
Fidye Ramazan oruç tutmaya gücü yetmeyen piri fani (yaşlı)ve hiç bir zaman oruç tutamayacak derecede hasta olan müslümanların tutamadığı oruca mukabil fakirlere verdikleri iki öğün yemek veya yemek ücretidir.

Fidyeler, yalnız bir fakire verilebileceği gibi, birden fazla fakirlere de verilebilir. Ramazan içinde verilebileceği gibi, evvelinde veya sonunda da verilebilir.

Fidye, zekât verilen kişilere verilir. Bu bakımdan kişi furu'üne yani ne kadar aşağı inerse insin çocuğuna veya torununa ,ne kadar yukarı çıkarsa çıksın usul'ne yani ana -baba-dede ve nenelerine fidye veremez.

Oruç tutma gücünde olmayan kimse, fidye verebilecek kadar zengin de değilse, yapacağı iş, Allah`tan af ve mağfiret dilemektir. Fidye vermek mecburiyeti, onun üzerinden kalkmıştır.

Bir kimse fidyesini verse, sonrada oruç tutabilecek duruma kavuşsa, evvelâ verdiği fidyelerle yetinemez, tutamadığı oruçları kaza gerekir. Bu durumda; kaza etmeden ölürse, oruç borcunun ödenmesi için varislerine vasiyette bulunması gerekir. Sıhhatine kavuşmadan vefât edecek olsa verdiği fidyeler kâfi gelir, vasiyette bulunması gerekmez.

İbâdetlerden oruç hakkındaki fidye, ayetle sabittir:

"O size farz kılınan oruç, sayılı günlerdir. O günlerde sizden kim hasta, yahut seferde olur da oruç tutmazsa, tutamadığı günler sayısınca, sıhhat bulduğu veya yolcu olmadığı başka günlerde oruç tutar. Fazla ihtiyarlık veya ağır hastalık gibi sebeblerle oruç tutmaya gücü yetmeyenler üzerine, bir yoksul doyuracak kadar fidye vermek lâzımdır..." (Bakara, 2/184).

Ayetten de anlaşılacağı gibi; hastalar ve yolcular, oruçlarını daha sonra kaza edebilirler. İhtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeplerle daha sonra kaza etme imkanı bulamayanlar ise fidye verirler.

Fidye, bir fakiri bir gün doyurmak demektir. Bir Müslümanın böyle mazeretlerden dolayı hayattayken tutamadığı ve fidyesini de ödemediği oruç borcu varsa; öldüğünde, malından, tutamadığı oruçlar kadar fidye verilmek suretiyle borcundan kurtarılır. İşte bu ameliyeye ıskât-ı savm denir. (