Oruç Sabrın Yarısıdır

Oruç ve Sabır.Oruç sabrın göstergesidir.
Oruç müslümana farz kılınan bir amelin yanısıra sabrın temsili ve göstergesidir.Hadisi şerifte:Oruç sabrın göstergesi buyrulmuştur.

Oruç, islamın temel şartlarından biri olup erkek ve kadın ergen olan her müslümana senede bir ay farz kılınmıştır.bakara Suresinde:

" (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki; insanlara doğru yolu göstermek ve hidayet ile furkandan (hak ile batılı ayıran hükümlerden) apaçık deliller olmak üzere, Kur’an onda indirilmiştir.

Öyle ise içinizden kim o aya erişirse, artık onda oruç tutsun! Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (onun üzerine, tutamadığı günler) sayısınca başka günler (de oruç tutma borcu) vardır. Allah size kolaylık ister ve size zorluk istemez. İşte (bütün bunlar) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayete erdirmesine mukabil (tekbir getirerek) Allah’ı büyük tanımanız içindir; hem ta ki şükredesiniz.” (Bakara: 185)buyrulmaktadır.

“İslam’ın kulpları (tutunulacak esasları) ve dinin temelleri üçtür, İslam bunlar üzerine bina edilmiştir. Kim bunlardan birini terk ederse, onu inkâr etmiştir. Kanı helal olur. Bunlar:

1. Allah(cc)’dan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet getirmek,

2. Beş vakit namaz,

3. Ramazan orucu” (Ebu Ya’la)

“İslam beş şey üzerine bina edilmiştir: Allahdan başka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan ayında oruç tutmak ve Haccetmek.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei, Beyhaki)

Oruç “sabrın yarısıdır”

Ebu Hureyre’den (ra) rivayetle:
“Oruç, sabrın yarısıdır. Sabır da imanın yarısıdır.” (Ebu Nuaym)

Oruç Allah’ın kullarına “emanetidir”

İbn Mesud’dan (ra) rivayetle:
“Oruç emanettir. Bu bakımdan her hangi biriniz Allah’ın kendisine teslim ettiği emaneti korusun ve zayi etmesin.” (El-Haraiti)

Oruç “bedenin zekâtı ve sıhhatidir”

“Her şeyin bir zekâtı (temizlenme vasıtası) vardır, cesedin zekâtı oruçtur” (Kütüb-i sitte)

“Cihat ediniz ki, ganimet elde edersiniz. Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız. Seyahat ediniz (dış ülkelerle ticaret yapınız) zengin olursunuz” (Taberani)

“Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız.” (Taberani)

“Her şeyin bir zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır.” (İbn Mace)

Oruçlunun duası reddedilmez

Abdullah İbnu Amr İbni’l- As (ra) anlatıyor: “Resulullah (asm) buyurdular ki: ‘Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır’” (Beyhaki)

“Üç kimse vardır ki, duaları reddedilmez: iftar ettiği vakit oruçlunun, adil devlet başkanının ve zulme uğrayanın duaları. Allah(cc) mazlumun duasını bulutların üzerine kaldırır ve onun için ğöğün kapıları açılır. Allah(cc) zulme uğrayan için “izzet ve celalime yemin olsun ki, bir müddet sonra da olsa sana muhakkak yardım edeceğim.” der. (İmam Ahmed, Tirmizi)

Oruç tutanlar için Cennette “Reyyan” kapısı hazırlanmıştır

“Cennette bir kapı vardır ki, ona ‘Reyyan’ denilir. O kapıdan kıyamet gününde ancak oruç tutanlar girerler. Onlardan başka hiçbir kimse giremez. Oruç tutanlar cennete girdiklerinde bu kapı kapanır, hiçbir kimse oradan giremez.” (Buhari, Müslim)

Oruç cehennem ateşinden koruyan bir “kaledir”

“Oruç bir kalkan ve cehennem ateşinden koruyan bir kaledir” (Beyhaki)

“Sizden birinin savaşta korunduğu kalkan gibi, oruçta cehennemden korur. Her ayda üç gün oruç tutmak güzeldir” (İbn Huzeyme)

Oruç kıyamet gününde “şefaatçidir”

“Kur’an ve oruç kıyamet gününde kula şefaat eder. Oruç; “Rabbim! Onu yemeden ve şehevi arzulardan alıkoydum. Onun için bana şefaat hakkı tanı” der. Kur’an da: “Onu gece uykusuz bıraktım. (geceleri senin rızan için) uykusunu terk ederek beni okudu. Bu sebeple ona şefaat etmeme izin ver” der. Resulullah (asm) : “Bu ikisi şefaat ederler.” buyurdu. (Taberani)

Abdurrahman bin Semüre’den (ra) Peygamber Efendimizin (asm) şöyle buyurduklarını rivayet ediyor:

“Ben akşam rüyamda hayret verici bir şey gördüm. Ümmetimden bir adam gördüm ki, susuzluktan dili dışarıya sarkmış soluyordu. Tuttuğu ramazan orucu geldi ve ona su ikram etti” (Taberani)

Oruç geçmiş “günahları temizler”

“Her kim Ramazan orucunu tutar ve kullarına riayet ederek korunulması gereken şeylerden korunursa, geçmiş günahları yok eder” (Beyhaki)

“Kim inanarak ve alacağı mükafatı umarak Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. Ve kim de inanarak ve alacağı mükafatı umarak Kadir Gecesini ibadet ve taatla geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Müslimi Nesei, Ebu Davud, İbn Mace)

Kuteybe’nin rivayetinde: “Gelecek günahları da bağışlanır” denilmiştir.

Oruçlunun mübah olan halleri de ibadet hükmüne geçer

“Oruçlu, yatağı üzerinde uykuda bile olsa ibadet halindedir” (Deylemi)

“Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul ve mükafatı da kat kattır” (İbn-i Mende)

Oruç batınî bir ibadettir ve mükafatı Allah’a aittir

“Oruçta riya yoktur. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “O benim içindir. Onun mükafatını de Ben veririm. Oruç tutan yemesini ve içmesini benim için terk etmiştir” (Beyhaki)

Ebu Hüreyre (ra) Resulullah’ın (asm) hadis-i kutsisinde şöyle dediğini rivayet etti:

Allah azze ve celle buyurdu ki:

“Ademoğlunun her ameli kendisi içindir. Yalnız oruç hariç. Çünkü o benim içindir. Onun mükâfatını da ben vereceğim. Oruç bir kalkandır. Sizden biri oruçlu olduğu günde edebe aykırı kötü söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Şayet biri ona kötü söyler veya kendisiyle dövüşürse ‘ben oruçluyum, ben oruçluyum’ desin. (ona uymasın) Muhammed’i irade ve kudretiyle yaşatan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha iyidir. Oruçlu için ferahlanacağı iki sevinç vardır:

1. İftar ettiği zaman (açlıktan kurtulduğu için) sevinir.

2. Rabbine kavuştuğu zaman orucunun sevabıyla (alacağı mükâfattan dolayı) sevinir.” (Buhari, Müslim)

“Oruçlu yemesini, içmesini ve cinsi arzusunu benim için terk eder. Oruç benim içindir. Onun mükâfatını da ben veririm. Bir iyiliğe on misli sevap vardır” (oruç ibadetine verilecek sevabın miktarı bana aittir. Onun sevabını ben takdir ederim) (Buhari)

Oruç ibadeti ancak Allah için yapılır ve ona nispetle şereflenir. Her ne kadar bütün ibadetler Allah için iseler de, oruçta ki hususiyet daha fazladır. Çünkü oruç; nefsi yemekten, içmekten ve şehvetten alıkoymak ve bunları terk etmekten ibarettir. Bu ise, esasında gizli bir şeydir. Başkasına görünecek bir mahiyette değildir. Hal bu ki diğer ibadetlerin yapılışını herkes görmektedir. Oruç ise, ancak Allah tarafından bilinir. Çünkü oruç, mücerred sabır ile yapılan bâtınî bir ameldir. (ihya)

Peygamber Efendimiz (asm) oruçlu hakkında Cenab-ı Hakk’ın şöyle buyurmuş olduğunu nakletmiştir:
“ Ey meleklerim! Kuluma bakınız! Şehvetini, lezzetini, yemesini ve içmesini benim için bırakmıştır.” (ihya)

“Oruçlu iken ölen Cennete girer” (Bezzar)

“Oruç’a denk bir ibadet yoktur”

Ebu Umame (ra)den rivayet edilmiştir:

(Bir gün peygamberimize) “Ya Resulallah! Bana bir amel emret” dedim. Bana “Oruç tut! Çünkü oruca denk bir ibadet yoktur.” buyurdu. Ben yine “Ya Resulallah! Bana bir amel emret” dedim. O da yine “Oruç tut! Çünkü oruca denk bir ibadet yoktur.” buyurdu. Ben tekrar “Ya Resulallah! Bana bir amel emret” dedim. O da tekrar “Oruç tut! Çünkü oruca denk bir ibadet yoktur.” buyurdu. (Nesei, İbn Huzeyme, Hakim)

Oruç ibadetin kapısıdır

Ebu Derda’dan (ra) rivayetle:

“ Her şeyin bir kapısı vardır. İbadetin kapısı da oruçtur.” (ibn Mübarek)