Peygamberimiz (s.a.v.)'in Bahsettiği Giyinik Çıplaklar Kimlerdir?

Hz.Peygamberimizin buyurduğu giyinik çıplaklar kimlerdir?Peygamner (s.a.v.)Efendimiz hangi kadınlar için "giyinik çıplaklar" buyurmuşlardır?

Ebu Hureyr (r.a.)'ın rivayet ettiği hadisi şerifte Allah’ın Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ateş ehlinden(cehennem ehlinden) iki sınıf vardır ki, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur." buyurdular." [Müslim, Cennet 53, (2857), 52, (2128).
Giyinmiş çıplaklar ile kasıt:

1- Giyindiği halde açık olan (teni gösteren ince elbise giyinen veya bedenlerinin bir tarafı tamamen açık olan),

2- Erkeklere olan meyillerini yansıtan/veya omuzlarını sallayarak, çalımlı (kötü kadınların yürüyüşüyle) yürüyen,

3- Başları bir tarafa meyleden develerin hörgücü gibi olan kadınlar.

Bu kadınlar cennete giremez ve –kokusu şu kadar/çok uzak mesafeden alınabilen- cennetin kokusunu dahi koklayamazlar.” (Müslim, Libas, 125)

Bu hadis metninin açıklaması şöyledir:

İmam Nevevi rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:

“Bu hadis, nübüvvet mucizelerindendir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin aynen buyurduğu şekilde vaki olmuştur. Hadisteki giyinik çıplaklara gelince onda birkaç yön vardır:

Birincisi: Allah’ın nimetinden giyinirler, şükründen çıplaktırlar.

İkincisi: Elbise olarak giyiniktirler, ancak hayır işlerinde ahirete önem verme ve ibadetlere özen gösterme gibi işlerde çıplaktırlar.

Üçüncüsü: Güzelliğini göstermek için bedeninin bir kısmını açarlar. Bunlar giyinik çıplaktır.

Dördüncüsü: Vücudunun iç kısmını belli eden ince elbiseler giyerler. Bunlar giyinik çıplaktır. Meyleden ve kendine meylettiren kadınlara gelince, onlar hakkında: ‘Allah’a itaat, namuslarını korumak vb. hususlardan yüz çevirenlerdir’ denilmiştir.

Meylettirenler: Yaptıklarını başkalarına öğretenlerdir. Yürürken kibirlenerek yürüyenlerdir. Omuzlarını sallayıp salınarak yürüyenlerdir, denilmiştir.

Meyledenler: Hayat kadınları gibi saçlarını tarayanlardır. Erkeklere meylederler, gösterdikleri süsleriyle de erkekleri kendilerine meylettirirler.

‘Başları deve hörgücü gibidir…’ cümlesinin manası:

Başa örtülen eşarp vb. bez parçalarıyla başların büyük gösterilmesidir. Hatta deve hörgücüne benzetilmiştir. Hadisin tefsirinde en meşhur olan budur. Bu hadis, asrımızda şahit olunan bir hareketi haber vermektedir.

Zamanımızda kadınların saçlarını düzenleyen, güzelleştirerek değişik modellerde şekiller veren kuaför adlı salonlar kurulmuştur. Şer artıp büyümüş, birçok kadın Allah’ın kendilerine bağışladığı saçla yetinmeyip yapma saç satın alıyorlar. Allah yardımcımız olsun!

Bu konu ile alakalı bazı hadisi şerifler de şöyledir:

“Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lanetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir.”

Başka bir rivayette; “onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar” ilavesi vardır. (Müslim, Libas, 125, Cennet, 52; Ahmed b. Hanbel, II, 223, 356, 440)

“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hafif bir elbise giyip tamamen vücut hatlarını örtmeyen elbiseler giyen kadınlara ‘Onlar adı örtülü ama gerçekten çıplaktırlar’ buyurmuştur.” (Süyûtî, Tenvîru’l-Havâlif, c. 3, s.103)

Bu Kimseler Cennete Girecekler mi?

Bu iki sınıf insanın “cennete giremeyeceği” hükmünün açıklaması hususunda iki yorum yapılmıştır:

a. Hadiste geçen iki sınıf insan, yaptıklarında bir sakınca olmadığını söyleyip –bilerek- bu haram fiilleri helal sayarlarsa kâfir olup ebedi olarak cehennemde kalacaklardır. Çünkü haramı helal kılan dinden çıkar.

b. Bunlar kâfir olmamakla beraber, Allah’ın yasakladığı büyük günahları ve zulümleri işledikleri için, ilk önce cennete giden kurtuluş ehli kimselerle birlikte cennete giremeyecekler, ancak bir miktar azap çektikten sonra –mümin oldukları için- yine cennete gireceklerdir. (bk. Nevevî, ilgili hadisin şerhi)

Tesettür Fıkhı: Tesettür Nasıl Olmalıdır?

Tesettür bir ibadettir; nasıl ve ne kadar olacağı diğer ibadetler gibi Allah ve Resûlü belirler. Zevklere, zamana ve coğrafyaya göre üzerinde oynanmaz.

Tesettür ile alakalı bazı ayetler şu şekildedir:

“Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar… Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey mü’minler! Hepiniz Allah‘a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin, umduğunuza nail olasınız.” (en-Nur, 31. ayet meali)

“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok bağışlayıcı ve çok esirgeyicidir.” (el-Ahzab, 59. ayet meali)

Şu beş ölçü, tesettürün temel kurallarıdır:

Fitne zamanında olduğumuz için yüz de el de örtülecek. (Hanefi uleması görüşü bu yöndedir.)
Bol olacak; vücudun ayrıntılarını ortaya çıkarmayacak.
Şeffaf olmayacak.
Erkeklere mahsus bir giysi olmayacak.
Tesettürün kendisi bir ziynet malzemesi olacak şekilde çekici olmayacak. Çünkü Kur’an tesettürü emrederken kadının ziynet ve cazibesinin örtülmesini istemiştir. Ziynet ziynetle örtülünce, karşı cinsin ilgisini çekmesi bakımından kimi zaman daha çekici bir görüntü ortaya çıkabilir. O zaman giyinmiş çıplaklar türer.
Mü’min saliha kadın şunu unutmaz:

Tesettür, Allah’ın emri olduğuna göre, şeytan için de bir aldatma ve tuzak konusudur. Mü’min, Allah Teâlâ’nın emirleri ile şeytanın tuzakları arasında durduğunda cihad mevkiinde durmuş olur. Tesettür bir cihad türüdür. Uğruna feda edilemeyecek bir değer olmalıdır.