İnsan Yaşadığı Hal Üzere Diriltilir?

Kul nasıl bir hayat sürer ve ne hal üzere ruhunu teslim eder ölürse o hal üzere de diriltilir
Kul nasıl yaşar nasıl bir hayat sürerse o hal üzere ölür.Nasıl ölürse de o hal üzere diriltilir.

Hadîs-i şerîflerde şöyle buyuruldu:

“Her kul, ne hâl üzere öldüyse öylece diriltilir.”

“Kişi, öldüğü elbise içinde diriltilir.” Yani hayır veya şer hangi amel işlerken ölürse o amel ile diriltilir.

“İhrâmlı iken vefât eden hacı, telbiye getirerek (Lebbeyk Allâhümme Lebbeyk… diyerek) diriltilir.”

“Müezzin ve hacılar kıyâmet gününde kabirlerinden; müezzin ezan okuyarak, hacı ise telbiye getirerek diriltilir.”

“Kim dünyadan sarhoş olarak ayrılırsa, kabre sarhoş girer, kabrinden sarhoş olduğu halde diriltilir.”

Kıyâmet gününde insanlar dünyada neye aşırı düşkün ise onunla kabirlerinden kalkarlar. Meşhur çalgı âleti Ud’a çok düşkün olan bir topluluk kabirden kalktığında elinde bir ud ile dirilir. Onu atmak ister, lâkin o yine kendisine döner.” Yani: İnsanlar dünyada nasıl yaşarsa öylece ruhlarını teslim ederler ve aynı şekilde haşredilirler.

Bir mü’minin Allâhü Teâlâ’dan isteyeceği iki şey vardır: Biri son nefesde îmân selâmeti, birisi de kıyâmet günü peygamberler ve bütün evliyâ ve halk içinde ayıplarının meydâna çıkmaması ve Allâhü Teâlâ’nın “Settâr” ism-i şerîfi ile örtülmesidir.

İnsanın her nefesi son nefesdir. Yâni bir nefes insana ömründe bir kere gelir. İkinci defada gelen nefes başka nefesdir. Tesbîh çeker gibi birbiri ardınca dizilmiştir. Bu nefesler üzerine me’mûr melek her bir nefes insandan ne hâl üzere çıkarsa mühürleyip ilâhî hazînede muhâfaza eder. Kıyâmet günü meydâna çıkarılıp mührü açılınca (iyi veya kötü) ne hâl ile mühürlendi ise o hâl ve o kıyâfetle zuhûr eyler. Herkes bâliğ olduğundan ölünceye kadar ne kadar nefes aldı verdi ise her bir nefesden suâl edilir