İslamın Çevre ve Beden Temizliğe Verdiği Önem

İslamda beden ve çevre temizliğin önemi
Temizlik, aklın, kalbin, bedenin, yiyeceklerin, içeceklerin, giyeceklerin ve çevrenin maddî pisliklerden arındırılması, manevî kirlerden uzak tutulmasıdır. İnsan ruhen arınmak, kendisine sıkıntı veren manevî kirlerden temizlenmek ihtiyacı duyar. Aynı zamanda maddî pisliklerden temizlenmeye, vücudunu, elbiselerini ve çevresini temiz tutmaya da gerek duyar. Hazreti Peygambermizin (aleyhisselâm) "Temizlik imandandır." buyurması temizliğin dinimizdeki önemini gösterir. İslâm dini temizliğe son derece önem vermiş, ibadetler temizlik şartına bağlanmıştır.

Temizlik sağlık için de çok önemlidir. Temiz insanlar temizliğe dikkat etmeyenlere göre hem beden hem de ruh bakımından daha sağlıklı olurlar. Mutluluğun en önemli şartlarından biri kişinin maddî ve manevî kirlerden arınması ve temiz olmasıdır. Temizlik; akıl, kalp, beden, yiyecek, giyecek ve çevre boyutlarıyla ele alınabilir.

Kalp ve Akıl Temizliği
Kalp temizliği, kalbin her türlü kötü düşünceden arındırılması, şirk, küfür, zulüm gibi kötülüklerden uzak tutulmasıdır. Kalbin temiz olabilmesi için her şeyden önce iman nuruyla aydınlatılması gerekir. İman nuruyla aydınlanan kalp, manevî kirlerden daima uzak durarak temizlenir.

Akıl temizliğinin ilk adımı; aklın sağlıklı işleyişini engelleyen içki ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan kaçınmaktır. Akıl sağlığının korunması anlamına gelen bu ilk adım, baskı ve zulüm gibi kötülüklerden arınma; fitne, fesat, hile, yalan gibi çirkinliklerden uzak durma ile desteklenerek sürdürülür.

Hazreti Peygamberimiz (aleyhisselâm) bütün yaşantısıyla kalbini ve aklını temiz tutmanın sembolü olmuştur. O, İslâm öncesinde hiçbir kötülüğe yaklaşmamıştı. O Mekkeliler tarafından güvenilir, iyi bir insan olarak bilinirdi. Yalan söylediği hiç işitilmemişti. İnsanlara merhamet eder, hiç kimsenin kötülüğünü istemezdi. Zulmedenlerin karşısında durarak çaresizlerin yanında yer alırdı. Peygamberlik görevi başladıktan sonra insanlar onun doğruluğundan, güvenilirliğinden etkilenerek de İslâm'a girmişlerdi.

Hazreti Peygamberimiz (aleyhisselâm) Müslümanlara en güzel örnekti. Kimseye kötü bir söz söylediği görülmemişti. Hoşuna gitmeyen bir davranış görürse uyarır veya hoşlanmadığını yüz ifadesinden belli ederdi. Rabbine sürekli dua eder, peygamber olmasına rağmen her gün bağışlanmayı dilerdi.

Beden Temizliği
Dinimizde abdest ve boy abdesti gibi temizlik uygulamaları emredilmiş ve bunlar ibadetlerin ön şartı olarak görülmüştür. Peygamberimiz (aleyhisselâm) güzelce abdest alanlardan günahların dökülerek çıkıp gideceğini, her organ yıkandıkça o organla işlenen günahların affedileceğini müjdeler. Dolayısıyla abdest insanı maddî pisliklerden temizlediği gibi manevî kirlerden de arındırmaktadır.

Peygamberimiz (aleyhisselâm) hiç olmazsa haftada bir kere (özellikle cuma günü) vücudun tamamen yıkanmasını tavsiye etmiştir. "Her cuma günü yıkanmak, yetişkin her insanın boynuna borçtur."

Ayrıca Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) "Eğer müminlere güçlük verecek olmasaydım onlara her namaz öncesinde misvak kullanmayı emrederdim.", "Yemekten önce ve sonra el yıkamak yemeğe bereket getirir." buyurarak el, ağız ve diş temizliğine verdiği önemi ifade etmiştir. Bunlara ek olarak tırnak, saç, sakal, bıyık temizliği, beden temizliği, güzel koku sürünmek gibi kişinin özel bakım gerektiren konularda da titiz davranmasını emretmiştir.

Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağrılacaktır. Yüzünün nurunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın."

Peygamberimiz (aleyhisselâm) beden temizliğine çok önem verirdi. Temizliğin imandan olduğunu söylerdi. Yemek yemeden önce ve yemek yedikten sonra mutlaka ellerini yıkar, dişlerinin temizliğine dikkat ederdi. Güzel kokular kullanmayı sever, ashabına da temizliğe dikkat etmelerini hatırlatırdı. Soğan, sarımsak gibi koku verici yiyecekleri yiyenlerin camiye gelmemeleri konusunda ashabını uyarırdı.

Yiyecek ve Giyecek Temizliği
Dinimiz, yediklerimizin ve içtiklerimizin temiz olmasına büyük önem verir. Yiyecek ve içeceklerde manevî temizlik olan helâllik şartı mutlaka aranır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) şöyle buyurmuştur: "Allah temizdir, sadece temiz olanları kabul eder." Kur'an-ı Kerim'de "Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz." (Mü'minûn Suresi, 51. ayet) buyurulmaktadır. Allah, peygamberlerine neyi emrettiyse müminlere de onu emretmiştir. Müminlere de "Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah'a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah'a şükredin." (Bakara Suresi, 172. ayet) buyurmuştur.

Hazreti Peygamberimiz (aleyhisselâm) yediği yiyeceklerin helâl olmasına dikkat ederdi. Ashabına helâl yoldan kazanmalarını öğütler, sürekli onları uyarırdı.

Yiyeceklerde olduğu gibi giyeceklerde de temizliğe dikkat edilmelidir. Çevresindekileri rahatsız edecek şekilde giyinmesi Müslümana yakışmaz. Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm), her konuda olduğu gibi kılık kıyafetinin temizliği ve güzelliği konusunda da Müslümanlara örnek olmuştur. Hazreti Peygamberimiz (aleyhisselâm) temizliğine, saçına başına, kılık kıyafetine dikkat etmeyenleri uyarmış, temizliğe ve güzel görünüşe dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Çevre Temizliği
Müslümanlar, kişisel temizliğe dikkat ettikleri gibi yaşadıkları çevrenin de temiz olmasına dikkat ederler. Bu önemli bir ahlâkî sorumluluktur. Başta ev olmak üzere, sokaklar, mahalleler, şehirler mutlaka temiz tutulmalıdır. Bir Müslüman, okulda, camide, toplu taşıma araçlarında kısacası bulunduğu her ortamda temizliğe dikkat eder. Çevre temizliğinin aynı zamanda toplumsal bir görev olduğunu unutmaz. Bilir ki "Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever." (Bakara Suresi, 222. ayet).

Hazreti Peygamberimiz (aleyhisselâm) çevre temizliğine çok önem verir, ashabını da bu konuda sık sık uyarırdı. Evlerin bahçelerini, boş alanları, yolları, insanların dinlenecekleri ağaç gölgelerini temiz tutmalarını isterdi. Yerlere tükürerek başkalarını rahatsız edenlerin kötü bir davranışta bulunduklarını söylerdi. İnsanlara rahatsızlık verecek küçük bir şeyin bile yol üzerinden kaldırılmasının sevap olduğunu belirtirdi.