İSLAMDA BEDEN TERBİYESİ

İslam dininin beden terbiyesine verdiği önem.İslamda beden aktivitelerinin ibadet açısından sağladığı faydalar.
Normal hareket, sağlığın korunması için en etkili sebeplerden biridir. Çünkü hareket vücudu ısıtır, fazlalıkları dışarı atar, vücuda hafiflik ve dinçlik verir. Bedenî hareketler yenilen gıdalar hazmedildikten sonra yapılmalıdır. Bu hareketleryaklaşık beş-altı saat veyadaha az yahut daha çok yapılabilir İnsanların mizacına ve yediği yemeklere göre zaman değişebilir.


Normal hareket, cilde kırmızılık verir, deri genişler, vücut terlemeye başlar, işte bu sırada hareketi bırakmak lâzımdır. Kan-ter içinde kalacak şekilde yapılacak aşırı hareket vücut için zararlıdır. Çok hareket eden organ kuvvetlenir ve dinçlesin İç organlar için dahi aynı şeysöz konusudur.
İslam dini ibadetler ve zikir ile ruhu terbiye ettiği gibi spor gibi aktivitelerle de beden terbiyesini öngörmüştür.Bedenin sağlam ve kuvvteli olması demek bedenen yapılacak (namaz.hac vesair) ibadetlerin de daha güzel yapılacağının göstergesidir.Ayrıca cihat gibi farz olan ve azami kuvvet ve enerji gerektiren bir ibadeti yapabilmek için Peygamber (s.a.v.)efendimizde atıcılık,binicilik ve yüzücülük gibi bedeni terbiye eden spor aktivitelerini teşvik etmiştir.hemen hemen farz olan ibadetlerin çoğunda da sağlık açısından vücuda faydalı olan ve bedeni terbiye eden hareketler mevcuttur.

Vücudun su ve gıdaya muhtaç olduğu bilinen bir gerçektir. Gıda bütünüyle vücuttan bir parça da değildir, fakat her sindirimden sonra vücutta bir miktar kalır, zaman geçtikçe de kemiyyet ve keyfiyet itibariyle çoğalır ve kemiyyet itibariyle vücuda zarar vermeye başlar. Meselâ bazı gözenekleri tıkar, vücuda ağırlık verir ve şişmanlık hastalıkları meydana getirir. Eğer bu fazlalıklar ilaç ile giderilmeye çalışılırsa, vücuda zararlı olabilir, çünkü ilaçların birçoğu zehirlidir. Zira vücuda zararlı olan maddeleri gidereyim derken, bazan faydalı olan maddelerin yokedilme ihtimali de vardır. Vücuttaki fazlalıkların dışarı atılmasında önemli bir vazîfe yapan gözeneklerin tıkanması, şüphesiz ki zararlıdır. Spor ise, vücuttaki fazlalıklardan meydana gelebilecek rahatsızlıkları gidermek için en etkili sebeplerden biridir. Çünkü spor, vücudu ısıtır, bedendeki fazlalıkları dışarı atar, uzun zaman geçse bile vücutta lüzumsuz şeyler birikmez, vücudu hafiflik ve dinçliğe alıştırır, iştahı açar, mafsalları sertleştirir, pazuları ve lifleri kuvvetlendirir, zamanında ve normal ölçüler içinde yapıldığı zaman, bazı hastalıklardan korur. Başka tedbirler almak da uygundur. Herhangi bir organ ki idmanı çok yaparsa kuvvetli olur, bilhassasporun türü bunda etkili olur. Zira çok ezber yapan kimsenin hafızası kuvvetlenir, çok düşünenin düşünme gücü artar, her organın kendisine mahsus idmanı vardır. Gönlün sporu okumaktır, okumaya gizlice okumaktan, seslice okumaya doğru yavaş yavaş başlamalıdır. Kulağın idmanı, sesleri ve sözleri yavaş yavaş hafiften yükseğe doğru duymasıdır. Gözün idmanı ise ince yazıdır. Yürüme sporu da yavaş yavaş, azar azar başlamalıdır.


* Ata binmek, ok atmak, güreş tutmak ve koşu yarışmalarına gelince, bunlar vücudun bütünü için spordur. Bu sporlar cüzzam, vücutta su toplanması (istiskâ) ve kulunç gibi müzmin hastalıkların tedavisi için gayet faydalıdır.

Namaz kılmak: İman sağlığı, dünya ve âhıret mutluluğunun kazanılmasın-dan başka; vücut sağlığını koruma ve vücuttaki fazlalıkları yakma açısından en faydalı, koruma sebeblerinin en iyilerindendir. Namaz bilinen hareketleri sebebiyle, müzmin hastalıkların bir çoğuna engel olur. Namaz; beden, ruh ve kalbe tesir eden en etkili şeylerdendir. Oruç tutmak ise: Sağlığı koruyucu , vücudu ve nefsi kuvvetlendirici sebeplerden biridir. Aklı başında olan kimseler, orucun vücudaolan faydalarını reddetmezler.
* Cihad vecihad yolunda meydana gelen umûmî hareketler de kuvvet kazanmanın en büyüksebep-lerindendir. Sağlığı korur, kalbi ve bedeni kuvvetlendirir, fazlalıkları dışarı atar, üzüntüyü-kederi ve sıkıntıyı giderir. Bunlar ancak, imandan nasibi olan kimselerin bileceği ve inanacağı şeylerdir.
* Hac ibâdeti ve Hac Menâsikinin yapılması da böyledir, kişiye kuvvet ve dinçlik kazandırır.
* Mızraklı at yarışları, ihtiyaçları gidermek için yürümek ve çalışmak, dostları ve hastaları ziyarete gitmek, cenazeleri kaldırmak, beş vakit namazda ve cumalarda camiye gidip-gelmek, abdest alırken ve gusûl yaparken çeşitli hareketlerde bulunmak, sağlığı koruyucu en büyük etkenler-dendir. İşte bu saydıklarımız sağlığın korunması konusundaaçıklananların en asgarisidir2


* Peygamber Aleyhis-Selâm; kendi zamanında geçerli ve İslâm'ın ruhuna aykırı olmayan Spor hareketlerinden bazılarını bizzat kendisi de yapmış ve bazılarının yapılmasını teşvik ve tavsiye etmiştir. Meselâ: Atıcılık, binicilik, yüzücülük, güreş, kılıç-kalkan oyunu, karşılıklı koşu, at ve deve koşuları vs. gibi. Hatta bir defasında at yarışlarında birinci ve ikinci gelen yarışmacılara hediyeler vermiştir. Bizzat kendisi eşi Aişe ile iki defa müsabaka yapmışlar, ilkinde Aişe, ikinci de ise kendisi kazanmıştır. Peygamber Aleyhis-Selâm'ın pehlivan Rükâne, oğlu Yezid ve Ebül-Esvedel-Cümahîile yaptığı güreşler pek meşhurdur. Torunları Hasan ile Hüseyin güreşirken de hakemlik yapmıştır. Hz. Ali'nin de iyi bir koşucu olduğu rivayet edilir3

Bir Kaç Örnek:
İbni Abbas (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm, Eşlem Kabîlesi'nden ok atma yarışı yapan bir cemaate uğradı da: "Ey İsmail Oğulları! Ok atmaya devam ediniz! Zira babanız İsmail de atıcı idi. Atmaya devam ediniz, ben de falan taraftanım" buyurdu. Bunun üzerine diğer taraf ok atmaktan vazgeçti. Peygamber Aleyhis-Selâm: "Size ne oldu ki ok atmaktan vazgeçtiniz?" diye sorunca: "Siz o tarafta oldukça nasıl atalım?" dediler. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Atmaya devam ediniz, zira ben her iki tarafla beraberim" buyurarakonlarıteşvik ve taltif etti4

* İbni Ömer (r.a.) de şöyle der: "Peygamber Aleyhis-Selâm, idmanlı atlarla Hayfa ile Seniyyetü'l-Vedâ arasında koşu yaptırdı. İdmanlı olmayan atlarla da Seniyyetü'l-Vedâdan Benî Züreyk mescidine kadar koşu yaptırdı. İbni Ömer sözüne devamla: "Ben de, koşuya katılanlar arasındaydım. Bu sırada atım bir duvardan atladı" demiştir5

Hz. Aişe (r.a.) ise: "Bir defasında ben de Peygamber Aleyhis-Selâm ile beraber sefere çıkmıştım. Bu sırada ben, zayıfça bir gençtim. Peygamber Aleyhis-Selâm, halka hitaben: "İlerleyiniz!" buyurdu. Onlar da ilerlediler. Sonra bana: "Gel seninle koşu yapalım" dedi. Koştuk, ben onu geçtim. Rasulullah sustu, hiç bir şey söylemedi. Nihayet şişmanladım, bedenim de gelişti, evvelki koşuyu da unutmuştum, yine bir seferinde Rasulullah ile beraber çıkmıştık, yine halka hitaben: "İlerleyiniz!" buyurdu. Onlar da ilerlediler, sonra bana: "Gel seninle koşu yapalım" dedi. Koşuştuk, bu sefer o bana galip geldi ve gülmeye başladı. Hem gülüyor ve hem de: "Bu koşu, önceki koşuya bedeldir, ödeşdik" diyordu6 Atıcılığı ve biniciliği teşvik bakımından: "Atıcılığı ve biniciliği öğreniniz! Atıcılığı öğrenmeniz bana göre binicilikten daha sevimlidir..." buyrulmuştur7

* Yaya olarak yürümekten yorulan kimselere de: "Sizden birinize yürümekten dolayı yorgunluk geldiği zaman koşsun, zira koşmak yorgunluğu giderir" buyrulmuştur.