KİRVELİK AHRETLİK VE KAN KARDEŞLİĞİN İSLAMDAKİ YERİ

Halk arasında Kirvelik,ahretlik,ve kan kardeşlik olarak bilinen ve birbirlerini mahremleri olarak kabul edildiği örf ve geleneklerin yeri nedir?İslamda Kirvelik varmıdır?İslamda Kan kardeşliği hükmü nedir?Ahretlik ve bacılık diye ifade edilen dünya ahret kardeşliği dinen geçerlimidir?
Özellikle Anadolu bölgesinde cari olan fakat nereden geldiği belli olmayan bir gelenek olup islamda yeri yoktur.Bazı yörelerde,Kadınla erkek birbirlerine, "sen benim ahret bacımsın,bende senin ahret kardeşin"şeklinde bir sözleşme ile,yahut birbirlerinin kanını karıştırmak veya dudaklarına az bir parça dokundurmak suretiyle ahiretlik,kan kardeşliği tesis ettiklerini müşahede etmekteyiz.Güya böyle yapan kimseler,birbirlerini mahrem sayıyorlar,ilişkilerinde de öz kardeşleri gibi davranıyorlar.Teklifsiz ve izinsiz olarak birbirlerinin yanlarına girip çıkıyor ve sohbet edebiliyorlar...Çocuğunu sünnet ettirmek suretiyle kurulan kirvelik de böyle bir akrabalığa sebeb kabul edilmektedir.Hatta bazı çevrelerde kirvelik,birbirlerinden kız alıp vermeye bile engel teşkil etmektedir.

Biliyoruz ki,islamda mahremiyet nesep,sıhriyyet,ve süt emme yollarıyla olur.Bu üç yoldan başka bir şekilde olması mümkün değildir.Yukarıda belirttiğimiz ahretlik,bacı kardeşlik,ve kirvelik şeklindemahrem olma durumu dinimiz islamda asla söz konusu değildir.ÇÜnkü Ahzap suresinde Allahü Teala zevcat-ı Tahiratı Peygamberin hanımlarıda müminlerin anneleri şeklinde tavsif etmesine rağmen onlardan bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin."bu hem sizin hemde onların kalpleri için en temiz davranıştır"ayeti celilesiyle sahabe-i kiramı ilişkilerde perde gerisine çekmiş olması ;Yıllarca Rasülüllaha hizmet etmiş olan ve Hanımlarıyla sohbet eden Enes R.a.'ın bu ayet nazil olduktan sonra, artık eskisi gibi Rasülüllahın hanımlarının yanına girmesi men edilmesi bizdeki şekliyle sun-i kardeşliklerin ve onun doğurduğu serbestliğin ne denli anlamsız olduğunu ifade etmez mi?
Zira Rasülüllahın hanımlarının müminlerin anneleri olması;Buna rağmen ilişkilerin öz anne ile olan münasebetlere benzememesi gösteriyor ki,sun-i bir mahremiyet islamda asla söz konusu olamaz.Ayeti Kerimenin sonunda belirtilen kalplerin temiz kalması şeklindeki illet,özellikle bizleri uyarmalıdır.Çünkü bu ilahi hitap hususen Ashab-ı kirama ve Nebinin Hanımlarına yöneltilmiştir.Onlar Rasülüllahın terbiyesi altında yetişmişler ve onun "Ashabıma sövmeyin.Sizden her hangi biriniz uhud dağı kadar altın tasadduk etseniz değil onların bir ölçeğine yarım ölçeğine dahi ulaşamazsınız"mealindeki övgüsüne nail olmuşlardır.Buna rağmen şu fesad çağında bizler bacı kardeş olduk yahut kalbimize bakın demenin ne anlamı olabilir?

Şüphesiz böyle bir iddiada bulunmak hiç bir müminin haddine düşmeyeceğine göre bu nevi yapmacık ve göstermelik mahremiyetlere bir an önce son vermek ve geçmiş için de Allahü tealadan mağfiret talep etmek en doğru yol olacaktır.Çünkü Kimlerin kimlere mahrem sayıldığını ve adabının ne olduğunu tayin edecek olan Allah ve Rasülüdür.Allahın emirlerinin dışına çıkarak yeni yeni bidatler uydurmak islamın özüne aykırı yaşayışlar içerisine girmek dalaletten başka bir şey olamaz.Aslınad bütün müminler birbirlerinin kardeşleri ve dostlarıdır.Kardeşlik ve dostluk bağlarını kuvvetlendirecek hususlar elbetteki dinen de arzu edilir.ancak yapılacak şeyler islamın hoş gördüğü meşru usullerle olmalı Allahın koymuş olduğu sınırlar ve hükümler çiğnenmemelidir.