Dalgınlıkla namaz kazaya kalırsa ne yapmalı

Dalgınlıkla namaz kazaya kalsa hükmü nedir?
Bir müslüman namazını, ya uyku, unutma, dalgınlık... gibi dinen meşru sayılan bir mazeretle; veya mazeretsiz olarak geçirmiş olabilir, ister mazeret sebebiyle, ister mazeretsiz olarak, her ne şekilde olursa olsun, namazını vaktinde eda etmemiş olan bir kimsenin, onu kaza ederek, borcunu ödemesi gerekir. Ancak, meşru bir mazeretle vaktinde kılınmamış bir namaz, ilk fırsatta kaza edildiği takdirde, her hangi bir sorumluluk söz konusu olmaz. Nitekim Rasülüllah (s.a.s.):
"Her kim bir namazı unutur veya ondan gaflet edip uyuya kalırsa, onu hatırladığında hemen kılsın. Onun bundan başka keffareti yoktur..." buyurmuştur. [2]
Şüphesiz mazeret sayılan uyku, namaza kalkmamak üzere yatıp uyumak değildir. Namazı geçirmeme azmi ile gerekli tedbir alındığı halde uyanamamak veya uyuyup kalmaktır. Nitekim Rasülüllah (s.a.s.) Efendimiz, bir gece seferinde son derece yorulmuş olan ashabına, ancak içlerinden birini kendilerini namaza uyandırmak üzere görevlendirdikten sonra istirahat için izin vermiş, fakat herkes uykuya dalınca, görevli de uyuyuvermiştir. Konu ile ilgili rivayetlerden, bir kaç defa tekerrürü muhtemel bulunan bu olayda, Rasülüllah (s.a.s.) sabah namazını güneş doğup yükseldikten sonra, yine cemaatle kıldırmıştır. [3]
Hendek savaşında da zor bir gün Rasülüllah (s.a.s.) ve ashabı, öğle, ikindi ve akşam namazlarını vaktinde kılma imkanı bulamamışlar; bu üç vakti, yatsı namazından önce tertip üzere, cemaatle kaza etmişlerdir. [4]
Görüldüğü üzere, meşru mazeretlerle vaktinde eda edilemeyen namazların daha sonra kaza edilmesi Rasülüllah (s.a.s.) in kavlî ve fiilî sünnetiyle sabittir. Mazeretsiz terkedilmiş namazların kaza edilip edilemeyeceğine