Kadın ve erkeğin psikolojik farklılıkları

Kadınla erkek arasında psikolojik yönden farklılık mevcut mudur?
Bu soruya hiç tereddüt etmeden "elbette" diye cevap verebiliriz. Bu iki cins arasındaki ruhî farklılıkları kısaca sıralayalım. Hemen belirteyim ki, yazacaklarım benim şahsi tahmin veya kanaatlarım değil, bu konuda mütehassıs ilim ve fikir erbabının görüşlerinin bir hülasası olacak.
Kadınla erkek arasındaki psikolojik farklılık kendini çocukluk çağından itibaren göstermeye başlar. Erkek ve kız çocuklarının oyuncakları farklıdır. Bir kız çocuğu, ençok "oyuncak bebeklerini" sever. Henüz evlilik nedir bilmediği o yaşlarda, bebeklerini bağrına basar, öper, elbiselerini değiştirir, beşikte sallar ve uyutur. Gününün büyük bir kısmını onlarla geçirir. Erkek çocuk ise, taksi, uçak, tabanca gibi oyuncaklara daha fazla rağbet gösterir.
Bu çocuklar büyüdüklerinde bu defa, sohbetleri değişir. Erkeklerin toplantılarında daha çok iş hayatı yahut politika konuşulurken, kadınlarda ev eşyaları ve örgüler ön sıraları alır.
Kabiliyet yönünden de iki cins arasında bariz bir fark var. Erkek terkip ve tahlilde, kadın ise taklid ve ezberde daha ileri. Bir misal ile anlatmak gerekirse; erkek bir mimari eseri ortaya koymakta, onun bütün bölümlerini güzelce yerleştirmekte, kadından daha ileri... Kadın ise, o eserin herhangi bir bölmesini ince nakışlarla süslemekte erkekten çok daha hassas.
Erkek dış âleme daha açık. Şefkatte kadından geri ama teşebbüs kabiliyetinde ileri. Kadın ise erkeğe nisbeten daha içe dönük... Bunun en büyük faydası, yavrusuna ve yuvasına göstereceği ihtimam...
Bu iki cinsin zaafiyetleri de farklılık gösteriyor: Erkekte, tahakküm ve baskı hastalığı mevcut. Kadında ise, gösteriş ve desinler belâsı...
Kadının en bariz bir özelliği de hassasiyeti... Buna "teessürilik" deniliyor. Kadın, çevrenin tesirinde kalmakta erkekten daha hassas... Dolayısıyla, telkine kapılmaya, aldatılmaya ondan daha müsait... Yaldızlı sözlere kanmakta daha zavallı...
Kadında sezgi gücü, erkekten çok kuvvetli... Değişikliğe daha çok ihtiyaç duymakta... Yenilik ve heyecana daha aşık.
Vücut büyüklüğü itibariyle ve güç-kuvvet yönünden kadın, erkekten genellikle daha geri. Bunun neticesi olarak, sığınma ihtiyacı kadında kendini daha fazla hissettiriyor... Ama bazılarında bu ihtiyaç, aşağılık kompleksine dönüşüyor; bu da erkeklik kompleksi olarak kendini gösteriyor.
Kadın, hayat arkadaşına -ona nisbetle-, daha çok bağlı. Ondan daha vefalı. Dünya sevgisinde ve şehvette erkekten çok ileri. Dolayısıyla şeytana alet olmaya daha müsait.
Kadını, bu psikolojisi içinde değerlendirmeli, onun erkekleşmesine değil, ideal bir kadın olmasına çalışmalıyız...